İNTİHAR ETMEK KADER MİDİR?

Kader, Allah’ın bütün nesne ve olayları ezelî ilmiyle bilip belirlemesi olarak tanımlanmaktadır.(1) Bu belirlemeye insanın geleceği, doğumu ve ölümü de dahildir. Allah’ın ilmi her şeyi ihata ettiğine göre, insanın hayatı da Allah tarafından bilinmekte ve takdir edilmektedir. İnsanın yaratılışı kadar ölümünü de takdir eden Allah olduğuna göre, intihar eden insanın bu ezelî bilgiyi ve takdiri yerine getirdiği zannından hareketle böy [...]

CİNLER VAR MI? VARSA NASIL VARLIKLARDIR?

Cinlerin varlığı Kur’an ile sabittir. Dolayısıyla yüce kitabımıza ve Hz. Peygamber’in sünnetine inanan hiçbir Müslümanın cinlerin varlığını inkâr etmesi câiz olmaz. Cinlerle ilgili müstakil sûre inmiş, onların yaratılış özellikleri ve mahiyetinden söz edilmiştir. Ayrıca Müslümanların  cinlerin varlığı konusunda icmâları da söz konusudur.(1) Kur’an ve icmâ ile sabit olan bir konunun inkârı uygun düşmez ve hatta Tecrîd-i [...]

ALLAH NEDEN İNSANLARIN KÖTÜLÜK YAPMALARINA İZİN VERİR?

“Yaratan bilmez olur mu hiç!?”(Mülk 67/14) ayetinin de işaret ettiği üzere, Allah yarattığı insanın ne gibi özelliklere sahip olduğunu kabiliyetlerini ve bunun yanında zaaflarını ve eksik yönlerini en iyi biçimde bilir (Bakara 2/255;Taha 20/110). İnsan “en güzel yaratılışla”(Tin 95/4), yani diğer varlıklardan farklı olarak akıl ve irade özelliklerine, sorumluluklarını yerine getirebilecek kabiliyetlere sahip, yeryüzünde Allah’ın [...]

AHİRETİN VARLIĞININ İSPATI

Ahiret ve ahiretteki durumlar, duyular ötesi (gayba ait) konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle ve akıl yoluyla açıklanamaz. Bu konuda da tek bilgi elde etme aracı vahiydir. Ayet ve hadisler, ahiret hayatı ile ilgili doyurucu bilgiler içermektedir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerimde ve hadisi şeriflerde ne haber verilmişse onunla yetinilir. Bunun ötesinde akli bir yoruma gidilmez. Zira ahiretteki durumlar dünyadakine benzemez. Aralar [...]

ŞEFAAT

Sözlükte bir kişinin bağışlanması için af dileme, yardımcı olma ve aracılık yapma gibi anlamlara gelen şefaat terim olarak ahirette günahı olan müminlerin günahlarının affedilmesi, günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin ve Allah katında dereceleri yüksek olanların Allah’a yalvarmaları, dua etmeleri, bağışlanmalarını istemeleri demektir. İlahi adalete aykırı olduğu gerekçesi ile mutezilenin kab [...]

NÜBÜVVETİN GEREKLİLİĞİ

Nübüvvet kurumunu gerekli görüp savunanlar olduğu gibi gereksiz bulup reddedenler de vardır. Peygamberliği reddedenlerin ileri sürmüş oldukları en önemli delil, insan aklının nübüvvete ihtiyaç hissettirmeyecek derecede yeterli olması ve peygamber göndermenin ilahi hükümet açısından uygun düşmemesidir. Çünkü bu görüşte olanlara göre peygamberlerin insanlığa sunacakları şeyler nitelik olarak ya aklın idrak alanı içerisindedir ya da d [...]

KADER DEĞİŞİR Mİ?

Allah’ın ilmi, iradesi ve kudreti anlamına gelen kaderin değişmesi söz konusu değildir. Çünkü Allah’ın zatında ve sıfatlarında bir değişim söz konusu olamaz. Değişim ve değişiklik tamamen yaratılmış varlıklar için geçerlidir. Kader, Yüce Allah’ın takdiri ise, O’nun takdirinde bir değişimin olduğu düşünülemez. Ancak bir husus insan iradesine bırakılmış ise, o insanın talep, arzu ve yönelişine göre bir takım değişikleri [...]

KUR’AN BİZE YETER İDDİASI

Kur’an Müslümanlarına (Mealcilere) göre, Kur’an-ı Kerim’de her şey vardır. Her konuda o bize yeter. Müslümanlar İslam’a göre bir hayat yaşamak için Sünnete muhtaç değillerdir. Bu noktada Çekralevi şunları söylemektedir: “Kur’an-ı Kerim dinde kendisine ihtiyaç duyulan her şeyi, her cihetten ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır. O halde Sünnete neden ihtiyaç olsun?” Başka bir vesileyle ise şöyle demektedir: “Allah’ın ki [...]

SÜNNETE VAHİY DENİLMESİ HADİSLERİ KURAN SEVİYESİNE ÇIKARIR MI?

Mealcilere göre İslam’ı beyan (açıklama) noktasında Peygamber’den sadır olan Sünneti “Vahiy” kabul etmek, onu Kur’an-ı Kerim’in seviyesine çıkaracağı gibi Kur’an’ı da sünnetin derecesine düşürür. Mealcilerin bu iddiasına cevabımız şu şekildedir: Allah Rasulü (s.a.v) Kur’an’la Sünnetin birbirinden ayrılması noktasında fevkalade hassas davranmış; ayetleri deri parçaları üzerine yazan sahabe sayfaların kenarına [...]

KADERE İNANMAK İMANIN ŞARTI MIDIR?

Kur’an’da kader bir inanç esası şeklinde açıkça belirtilmemekle birlikte, Allah’ın yeryüzünü düzenlemesi ve biçimlendirmesi ile her nesne ve olayı bir ölçüye göre belirlemesinin kader kelimesi ile ifade edilmiş olması, kader inancının en önemli delilidir. Nitekim kader kelimesi Kur’an-ı kerim’de ölçü, miktar ve güç anlamlarında kullanılmaktadır. Ölçü, bir şeyin boyutlarını ve yerini belirlemek; miktar, içeriğini ve kütles [...]

DİNE KARŞI KAYITSIZLIĞIN VE DÜŞMANLIĞIN SEBEBİ NEDİR?

Tarihten günümüze bazı insanların, inandığı halde inanmamış gibi yaşamayı arzuladıkları görülür. Bu, sadece tembellik ve kayıtsızlığın, değil bilinçli bir tercihin ürünüdür. Bir başka değişle bu, aslında bilerek ve isteyerek inancın gereğini yapma halidir. Eskiden bir kısım batıni Dinin namaz, oruç ve zekat gibi vecibelerini kendilerince yorumlayarak bu ibadetleri yapma sorumluğundan kurtulduklarını düşünürlerdi. Bu günün in [...]

TANRININ VARLIĞI KANITLANABİLİR Mİ?

Aslına bakılırsa bu soru, bilimsel bilgi yoluyla tanrının varlığının kanatlanıp kanıtlanamayacağı meselesidir. Her ne kadar düşünce tarihi boyunca bir takım düşünürler, bilim adamları ve teologlar tanrının varlığını kendi zamanlarının bilimsel bulgularına referansla kanıtlama cihetine gitmiş olsalar da, bilimin Tanrı’nın varlığı noktasında bir takım deliller ortaya koyup koyamayacağı hususu tartışmalı bir konu olma statüsü [...]

DİN AKILLA ANLAŞILIR MI?

İslam açısından insanın dini ya da dünyevi yükümlülüklerle sorumlu olmasının ön şartlarından birisi sağlıklı çalışan bir akıl melekesine sahip olmasıdır. Bunun da ötesinde, Kur’an‘ın beyanıyla Akıl, insan için ilkesel olarak vazgeçilmez bir bilgi kaynağıdır. Nitekim Allah pek çok ayette “Düşünün”, “umulur ki düşünürseniz”, “düşünmüyor musunuz?”, “Akletmez misiniz?” ( örneğin Bk. Bakara 2/231; Al-i imran [...]

AMEL İMANDAN BİR PARÇA MIDIR?

Matüridi ve eş'ari kelamcılarına göre, amel imanın cüz' ü (parçası) değildir. Kalbiyle tasdik edip, inancını diliyle söyleyen fakat amellerinden birini veya birkaçını terk eden kimse günahkar mü'mindir. Allah, onu dilerse affeder, dilerse azap eder. Fakat tasdikinden dolayı sonunda cennete girdirir. Sünni kelamcılar iman ile amelin başka başka şeyler olduğu konusunda şu delilleri ileri sürerler. a. Kur’an-ı Kerim de “iman [...]

CENNET VE CEHENNEM ŞUAN VAR MI?

Ehli sünnet’e göre cennet ve cehennem yaratılmış ve şu anda var olan iki mekandır. Ancak nerede olduğuna dair bilgimiz bulunmamaktadır. Mutezile âlimlerine göre ise cennet ve cehennem kıyamet kopup insanlar hesaba çekildikten sonra yaratılacaktır. Bu ayrılığa rağmen iki kesim, cennet ve cehenneme girmenin insanların hesaba çekilmesinden sonra gerçekleşeceği hususunda görüş birliği içinde oldukları gibi cennet ve cehennemin nerede olduğu [...]